Gabion istinat duvarlarını incelediğimizde ise iki ana özellik karşımıza çıkmaktadır. Bunlar gabion yapının esnekliği ve geçirgenliğidir. Özellikle heyelanlı bölgelerde ve zayıf zemin geçişlerinde tasarlanabilen gabion istinat duvarları alternatiflerine göre rakipsizdir. Heyelanlı bölgelerde esnek ve geçirgen gabion istinat duvarları ideal çözüm olmaktadır. Ayrıca gabion istinat yapıları kaya tutucu bariyer duvar şeklinde de tasarlanabilmektedir. Gabion (fildöfer) kullanımı sadece istinat yapıları ile sınırlı olmayıp dere yatağı ıslahı uygulamalarında da kullanılabilmektedir. Özellikle gabion içinde kullanılacak taşın arazide bulunduğu durumlarda rakipsiz ekonomi sağlamaktadır. %30 boşluklu yapısı sayesinde istinat duvarları tasarımlarında herhangi barbakana ihtiyaç duymamakta, geri planda oluşan fazla su basıncını rahatlıkla tahliye edebilmektedir. Ayrıca zayıf zemin geçişlerinde esnek yapısı sayesinde, zeminin oturmalarına uyarak uzun yıllar hizmet verebilmektedir. Gabion duvarlar literatürde ağırlık yapısı ve donatılı sistemler olarak (toprakarme mantığı doğrultusunda) iki ana prensip dahilinde çalışmaktadır.

Ağırlık yapısı olarak tasarlanan gabion sistemlerde gabion duvar piramit mantığı ile tasarlanmakta ve mevcut kesitin ağırlık merkezi belirlenmektedir. Bu doğrultuda gabion duvarın stabilitesine negatif yönde etki eden kuvvetler belirlenmekte olup (deprem, duvar üzerindeki yükler, geri plan dogusu vb.) bunlar duvarın stabilitesine pozitif yönde etki eden yükler (duvarın kendi ağırlığı, duvarın ön tarafında yapılacak dolgular vb.) ile karşılaştırılmakta ve kayma, devrilme vb. tahkikleri yapılmaktadır.

Donatılı gabion sistemlerde gabion duvarın çalışma mantığı daha farklı olmaktadır. Bu tarz sistemlerde ön tarafta 1 veya 0,5 metre yüksekliğinde kutu gabionlar (fildöfer) kullanılmakta olup bunlar geogrid, geotekstil veya çelik donatı malzemeleri ile güçlendirilmektedir. Burada sistemin stabilitesi kullanılacak donatı malzemeleri ile sağlanmakta olup, mevcut kayma düzlemleri belirlendikten sonra donatıların kayma düzlemleri üzerinde oluşacak kesme kuvvetlerini taşıması mantığı esas alınır. Bir önceki sistemdeki gibi duvarın inşa edileceği bölgenin depremselliği, duvar üzerinde oluşacak yükler evvelce hesaba katılmaktadır.

Heyelanlı bölgelerde esnek ve geçirgen gabion istinat duvarları ideal çözüm olmaktadır. Ayrıca gabion istinat yapıları kaya tutucu bariyer duvar şeklinde de tasarlanabilmektedir. Gabion kullanımı sadece istinat yapıları ile sınırlı olmayıp dere yatağı ıslahı uygulamalarında da kullanılabilmektedir. Özellikle gabion içinde kullanılacak taşın arazide bulunduğu durumlarda rakipsiz ekonomi sağlamaktadır. Gabionlar ile istinat yapıları teşkil edilebileceği gibi, dere yatağı ıslahlarıda yapılabilmektedir. %30 boşluklu yapısı sayesinde istinat duvarları tasarımlarında herhangi barbakana ihtiyaç duymamakta, geriplanda oluşan fazla su basıncını rahatlıkla tahliye edebilmektedir. Ayrıca dere ıslahı uygulamalarında esnek yapısı sayesinde, yatağın mevcut şekline uyarak uzun yıllar hizmet verebilmektedir. Gabion duvarlar literatürde ağırlık yapısı ve donatılı sistemler olarak (toprakarme mantığı doğrultusunda) iki ana prensip dahilinde çalışmaktadır.

Ağırlık yapısı olarak tasarlanan sistemlerde duvar piramit mantığı ile tasarlanmakta ve mevcut kesitin ağırlık merkezi belirlenmektedir. Bu doğrultuda duvarın stabilitesine negatif yönde etki eden kuvvetler belirlenmekte olup (deprem, duvar üzerindeki yükler, geri plan dogusu vb.) bunlar duvarın stabilitesine pozitif yönde etki eden yükler (duvarın kendi ağırlığı, duvarın ön tarafında yapılacak dolgular vb.) ile karşılaştırılmakta ve kayma, devrilme vb. tahkikleri yapılmaktadır.

Donatılı sistemlerde duvarın çalışma mantığı daha farklı olmaktadır. Bu tarz sistemlerde ön tarafta 1 veya 0,5 metre yüksekliğinde kutu gabionlar kullanılmakta olup bunlar geogrid veya çelik donatı malzemeleri ile güçlendirilmektedir. Burada sistemin stabilitesi kullanılacak donatı malzemeleri ile sağlanmakta olup, mevcut kayma düzlemleri belirlendikten sonra donatıların kayma düzlemleri üzerinde oluşacak kesme kuvvetlerini taşıması mantığı esas alınır. Bir önceki sistemdeki gibi duvarın inşa edileceği bölgenin depremselliği, duvar üzerinde oluşacak yükler evvelce hesaba katılmaktadır.